7 Ağustos 2014 Perşembe

                                                           TERÖRÜN KAYNAĞI (11)
                                                                                                 9/10/2007

Bu günkü yazımızda günümüzün en aktuel konusu olan terör ve terörün kayağ üzerinde duracağız. Terörle nasıl mücadele edileceği elbette bizim konumuz değil, çünkü o konuyu ve onunla mücadeleyi yetkililer ve güvenlik güçlerimiz gayet iyi bilmekte ve başarıyla yürütmaktedirler. Biz bu yazımızda özellikle terörün kaynağı üzerinde duracağız.
Bizim hatırladığımız ve şahit olduğumuz ilk ciddi terör olayı özellikle hariciyecilermize, konsolosluklarımıza, büyük elçiliklerimize yönelik olarak yapılan Ermeni Asala Terör örgütünün yaptığı cinayetlerdir. Bu olaylarla birlikte belki de bunlardan da önce cennet vatanımızda sağ, sol olayları hız kazanmıştı.
Sağ, sol olaylarının temelinde etnik ayrımcılık, bir başka ifadeyle ırkçılık ve zengin- fakir kışkırtmacılığı yatmaktadır. Şu anda ilçemizde yaşayan ve 1980 de solculuktan tutuklanarak içerde yatmış olan bir kişiye dedim ki, “ o zamanki düşünceniz neydi, neye inanıyor ve ne yapmak istiyordunuz?” Bana verdiği cevap çok enteresan ve ironik. Şimdi 40-45 yaş civarında olan arkadaş şunları söylüyor: “ Biz fakir aile çocuklarıyız, zenginler rahat yaşıyorlar, bizler sürünüyorduk ve onların mallarında, paralarında bizim de hakkımız olduğuna inandırılmıştık, hatta Gemlikteki zenginlerin yerlerini ve apartmanlarını aramızda taksim bile etmiştik; devrim gerçekleşince oraları alacağımıza inanıyorduk…”
Allaha şükürler olsun günümüzde o fitne sönmüş, şimdi sağcıda, solcu da o zamanki durumlarına gülüyor ve kol kola geziyorlar.
Etnik ayrımcılığa dayanan, önce Asala Ermeni Terör Örgütünün başlattığı olay zaman içinde PKK olarak şekil değiştirdi ve halen devam ediyor.
Her terör olayının, memleketimizde çıkan her karışıklık ve huzursuzluğun temelinde o olayı körükleyen daha başka hesaplar, planlar yatmaktadır.
1955 te Moskova’da üst seviyede yapılan bir kominist teşkilatı ( politbüro) toplantısında bir ülkeyi bölmek, parçalamak, huzursuz etmek ve tabi yıkmak için  birtakım kararlar alınmıştır ki o karların bir kısmı şunlardır.
1- Hedef ülkenin dinini bozup yozlaştırın, ülke halkı dinden uzak (laik) bir hale gelsin.
2 – Hedef ülkenin dilini bozunuz.
3 – Hedef ülkenin kültürünü yok ediniz.
Dikkat edilirse bu üç unsur milleti millet yapan, bir arda tutan hususlardır. Bütün bunlar memleketimizde ve milletimiz üzerinde titizlikle uygulanmış, denenmiş, denenmeye devam edilmektedir. Dünyanın gözü ve kıskançlığı üzerimizdedir ve topraklarımız üzerinde bazı terörist devletlerin gözü vardır. Lozan imzalanıp, düşmanlarımızın Sevr hedefleri gerçekleşemeyince, menfur emellerine başka yollarla adım adım varmak istemektedirler.          Önce şunu hiç unutmamak gerekir ki dünyada bir buçuk milyar Müslüman yaşamaktadır ve bu muazzam insan topluluğunun ortak paydası İslam dır, onun için dini bozmak, yozlaştırmak istemektedirler. Çünkü din, yani inanç insanları birbirlerine bağlayan en kuvvetli bağdır.
            Eski Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan bir anekdotunda şunları anlatmıştı. “ Yanımda genç bir mühendisle doğu illerimizden birine bakanlığımla ilgili bir görev için gitmiştik. Biliyorsunuz doğu insanının dini hassasiyetleri kuvvetlidir. Doğu insanı Türkçe nin yanında Arapça ve Kürtçe de konuşur, kıyafetleri de lisanları gibi değişik olabiliyor. Yanımıza entarili, başı poşulu yakışıklı bir geç geldi. Benimle birlikte olan genç mühendis ona (Hangi millettensin) diye sorunca doğulu genç ( Milleti İbrahimdenim) dedi” diyor. Biliyorsunuz Milleti İbrahim Kurani bir tabirdir ve Peygamberimizin de mensubu olduğu İslam Milletidir.
            Evet olaya böyle yaklaşıldığında %99 u Müslüman olan vatandaşlarımızın tamamı İslam ortak paydasında birleşmiş ve buluşmuş olur, bu birliktelik giderek dünya nüfusunun üçte birini oluşturan Müslümanları içine alır ve sonuçta dünya İslam birliği ile noktalanır ki düşmanlarımızın korkusu işte budur.
Dünya İslam birliğinin temeli D8 lerle atıldı; inşallah duyarlı bir iktidar bu konuyu ele alır. İşte o zaman Hadis-i Şerifte “ Taş dile gelir ve der ki ey Müslüman arkamdaki Yahudidir onun haddini bildir” der.     DEVEM EDECEK (1).

           




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder