TERÖR
Hiç
kimsenin en ufak bir rahatsızlığını istemem. Herkese Hulefa-i Raşidin dönemi
kadar özgürlük isterim (Demokrasi isterim demiyorum çünkü en ileri
demokrasilerin getireceği rahatlık bile o döneme göre solda sıfır kalır.) Hele
siyasi bakımdan aykırı fikirlerin söylenip yazılması, rahatça tartışılması
taraftarıyım. Fikirler tartışılmalı ki hakikatler meydana çıksın. Fikre,
düşünceye yasak getirenler, kendi fikirlerine güvenemeyenlerdir. Ancak fikir ve
düşünceler de toplumun faydasına çalıştırılmalı, terör gibi, genel ahlaka
aykırılık gibi toplumu rahatsız
edebilecek, toplumun bozulmasına sebep olabilecek durumları destekleyip
yardımcı olmamalıdır. Bu sebeple İslami kaynaklarımız “faydasız ilimden Allah’a
sığınırım diye dua etmemizi tavsiye etmektedir.” Terör genç- ihtiyar,
kadın-çocuk, haklı- haksız demeden topyekun bir öldürme hareketidir; İsrail’in
ve ABD nin yaptığı gibi. Bir kişi teröristi destekleyen yazılar yazıyorsa,
terörün yanında yer alıyor demektir. Onun için terörist başını öven kişiye adli
makamlarımız gel bakalım buraya der. Malesef günümüzde her şey birbirine
karıştı, hangi hareketin terör hareketi olduğu, teröristin kim olduğu
söyleyenin gücüne göre algılanır ve değerlendirilir oldu.
Hani: Amerika’da küçük kız çocuğuna azılı bir kuduz köpek
ağzından salyalar akarak saldırmış. Bu durumu gören bir kişi hiç tereddüt
etmeden, canını tehlikeye atarak kuduz köpekle uzun süren bir mücadelenin
sonunda köpeği öldürmüş ve tabi köpeğin darbesiyle yere düşen ve bir daha
kalkamayan çocuğu kucağına alarak kurtarmış ve oradan uzaklaştırmış. Polisler
adama “sen bir kahramansın, senin gibi insan bu zamanda az bulunur, yarın bütün
gazeteler senden bahsedecekler, kahraman Newyork’lu küçük kızı kurtardı diye
yazacaklar” demişler. Adam “ Ben Newyork’lu değilim ki” demiş. Polisler “olsun,
o zaman kahraman Amerikalı küçük kızı kurtardı diye yazacaklar” demişler. Adam,
ama ben Amerikalı da değilim” deyince, “ya nerelisin” diye sormuşlar. Kahraman
adam, “Iraklıyım demiş.” Ertesi günkü gazeteler “terörist Iraklı güzel ve
zavallı köpeği öldürdü” diye yazmış. Günümüzde durum bu. Zalim gelmiş
uzaklardan. Irakta, Afganistan’da, Somali’de, daha dün Vietnam’da, elli yıldan
beri gayrı meşru çocuğu olan terör devlet eliyle Filistin’de kan döküyor, buna
rağmen terörist saldıran değil, saldırıya uğrayan oluyor.
Ordumuz terörist PKK üzerine bir sınır ötesi
harekat yaptı. Hedefine vardı ve döndü. Milletimiz onlara teşekkür borçludur.
Zaten silahlı kuvvetlerimizin her ferdini en alttan, en üste kadar bağrına
basarak bunu gösteriyor. Geçenlerde tv da dinledim ve gördüm. Diyor ki Yaşar
Büyükanıt Paşa: Bir şehit cenazesinde şehidin tabutuna örtülen bayrağı babasına
verdim. Acılı baba “ ne mutlu bana ki şehit babasıyım” dedi.
Paşamız devam ediyor: Şehidin babaannesi, belki yaşı benden
küçük ama ben onun elini öptüm; (Bu, Büyükanıt Paşa adına çok hoş ve insani bir
davranıştır.) daha sonra gazeteciler Genel Kurmay Başkanı senin elini öptü ne
hissettin diye sorduklarında, şehidin babaannesi, “Ben o anda kendimde
değildim, yoksa elimi öptürür müydüm, ben onun elini öperdim” ve ekliyor
Büyükanıt, işte milletimiz budur, şu güzelliğe bakın diyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder