ŞAPKA
Mehmet Âkif Ersoy'dan bir Kuran Meali yazması istenir, M. Âkif o sıralar Mısıra gider ve meali orada hazırlar ancak ısrarla istemelerin rağmen vermez, çünkü ülkemizde Kuran öğrenimi yasaklanmakla kalınmamış namazda da Kuran Türkçe olarak okunarak namaz kıldırma felaketi başlamıştır. M. Âkif şöyle düşünür: Demek ki benim mealime dayanarak bu yanlışlık yapılacak ve ben burada kullanılmış olacağım. O günlerde hastadır ve Türkiye'ye gelmek için son hazırlığını yapar ve Mısırdan ayrılırken arkadaşın der ki " Ben gelemezsem bu mealimi yak, gelirsem ben gerekeni yaparım" Vapura binerken bir Haham (Yahudi din adamı) ona bir şapka uzatır, Demirel'in şapkası gibi fötr şapka; malum onlar de aynı şapkayı giymektedirler. M. Âkif şapkayı almayı reddeder ama Haham " yahu al bu Türkiye'de sana lazım olacak." der. Gerçekten İstanbul'da Vapurdan karaya çıktığında görevli şapka der, şapkasız geçemezsin. M: Âkif çantasındaki şapkayı 5-10 adım atana kadar başına koyar görevliyi geçince çıkarıp atar. Demirel'in tabutuna da konan şapkayı M. Âkif işte öyle karşılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder