8 Aralık 2013 Pazar

NOT: Bu yazı bir süre önce gazetede yayınlanan köşe yazımdır, önemine binaen buraya aldım                                                          

                                                           SÜTÇÜ  İMAM

            Bir milletin, devletin, şehrin, ailenin geçmişinde iftihar edeceği, övünç ve gurur duyacağı hadiselerin ve kişilerin bulunması o milletin geleceğinin olumlu yönde etkilenmesinde en büyük faktördür. Çocuk babası ile, ailesi ile övünür, onlara layık olmaya, onlar gibi olmaya çalışırsa, buna örnek almak denir. (Gerçi ibret olmak veya ibret almak hadisesi varsa da.) Asıl olan örnek olabilmektir. Tarihimizin şan ve şerefle dolu olması, bu şan ve şerefin neslimize doğru olarak yansıtılması körpe dimağların şekil almasında etkili olur. Olaya bu açıdan baktığımızda tarihçilere büyük görevler düştüğünü görürüz.
            Sınıfta bir tarih öğretmeninin Çanakkale destanımızı samimiyetle işlediğini düşünün, bu durumdan etkilenmeyecek genç olabilir mi? Yahut Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransız Kralını hapisten kurtaran “Ben ki Akdeniz’in ve Rumeli’nin ve Karadeniz’in ve Anadolu’nun, ve Karaman’ın ve Rum’un ve Acem’in Ve Mısır’ın ve Mekke ve Medine’nin ve ve ve….ecdadımın fethettiği daha birçok diyarın sultanı Yıldırım Beyazıt Han oğlu, Yavuz Selim Han oğlu, Sultan Süleyman Han’ım; sen ise Fransız vilayetinin kralı Françeskosun” dediği bu mektubun azametini duyup, onu ruhunda, benliğinde hissedip, ecdadı ile gurur duymayacak insan olabilir mi?
            Mazisi olmayanın istikbali de olamaz. Köksüz bir ağacın yaşayamayacağı açıktır. İşte bunun için İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, “Mazisi yıkık bir milletin atisi olur mu?” Diyerek bir gerçeği dile getirirken, büyük Şair Yahya Kemal “Kökü mazide atiyim” diyerek aynı gerçeği tekrarlamaktadır. Bu misalleri niçin verdik? Çünkü o iftihar kaynağımız olan nurdan insanlar sonsuza kadar sürecek olan milli kural ve kaideleri önümüze koymuşlar, bizlere en kamil manada örek olmuşlar ve ondan sonra da aslınızı inkar etmeyin, ceddinizle iftihar edin, onlar gibi olun hatta onları geçin demişler da onun için. Bu vatan Malazgirt’te nasıl yurt edinilmişse, İstanbul Surlarına tırmanan kahramanlar üzerlerine dökülen kaynar sulara, çeşitli zorluklara rağmen görevlerini yaparak nasıl tarihe isimlerini altın harflerle yazdırmış ve çağları değiştirmişlerse, Çanakkale’de nasıl yedi düveli dize getirmişlerse, Kahraman Mehmetciklerimiz Kıbrıs’ta, aşılması imkansız denen, 90 derece dik “beşparmak” dağlarını nasıl düz yolmuş gibi çok kısa bir zamanda aşmışlarsa, Kahramanmaraş ta nasıl bir şehir halkı kos koca bir devleti perişan edip, paçavraya çevirmişse; ey o şerefli milletin çocukları, torunları! Sizler de onların izlerinden gitmeli ve onlara layık evlatlar olduğunuzu göstermelisiniz demişler de onun için.
            Haftalardır gazeteler Kahramanmaraş’taki Sütçü İmam Üniversitesinin isminin değiştirmek istendiğini yazıyorlar. En sonunda halkın direnci ve tepkisi sonucu bu uğursuz teklif ve teşebbüsten vazgeçildiğini öğrendik. Sütçü İmam ismine karşı bu “sütü bozuk” teklifi ricat ettiren, geri püskürten Kahramanmaraş’ın güzel insanlarına, hemşehrilerime, kardeşlerime selam olsun, minnet olsun, saygı olsun.
 Kahramanmaraş’ta Fransızlara karşı büyük bir mücadele verilmiş, Şanlı Bayrağımızın kale burçlarından indirilip, yerine Fransız bayrağı çekilmesine rıza göstermemiş, Şanlı Bayrağımızı yerine asmayı, yani istiklal ve hürriyeti Cuma Namazından önde görülmüş, kölelik kabul edilmeyerek derhal ve anında baş kaldırılmış. Maraşlı hanımların örtüsüne uzanan eller Sütçü İmam’ın kurşunlar ile kırılmış ve Fransızlar Maraş’tan kovulmuştu. Sütçü İmam’ın sıktığı kurşun, Maraş’ın kurtuluşunun stardı, hücum emri olmuştur.
Bu güne kadar mütesettir (örtülü) hanım ve kızlarımız, Allah’ın emri olan örtülerinden dolayı çok sıkıntılar yaşadılar, okullarına gidemedi, mahkemelere giremedi hatta belediye otobüslerine bile binemediler. İnşallah Başbakının demokratikleşme açılımından yani bugünden sonra bu sıkıntıda bir daha yaşanmaz. 
 Şu garip duruma bakın ki aradan geçen onca yıla, yaşanan hadiselere rağmen bugün Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinden “Sütçü İmam” ismi kazınarak, bedenden canın sökülmesi gibi silinmek, yok edilmek istenmiştir. Bu nasıl olabilir? Milli duygu sahibi olan ve mazisine saygılı bir insan bunu nasıl yapabilir, düşünülebilir? İşin daha da korkunç ve üzücü yanı, aynı tarihlerde İstanbul- Eyüp’te bir semte veya bir tepeye verilen “Pier Loti” isminin yerine, Eyüp Sultan isminin verilmesi teklifine bizim (bir kısım basın/veya kartel medyası) dediğimiz gazeteler ateş püskürürken,“Sütçü İmam Üniversitesi” isminin değiştirilmesi teklifine gıklarını bile çıkarmamalarıdır.
Kimdir Pier Loti? Sarhoş, ayyaş, ırz düşmanı, ahlaksız, kötü niyetli bir Fransız Subayı.Yani memleketimizi işgal etmek için gelen düşman bir milletin ferdi. Memleketimizi işgal için gelen bu düşmanlar “Allah Korusun” başarılı olsalardı, durumumuz bu günkü Irak’tan farklı mı olacaktı?
Peki Eyüp Sultan Kim? Peygamberimizin Medine’ye Hicretinde evinde misafir olarak kaldığı, sağlığında cennetle müjdelenen, İstanbul’u İslam memleketi yapabilmek için taa Medine’den kalkıp 90 yaşlarında olduğuna bakmadan oğulları ile birlikte İstanbul Surları önünde düşmanla çarpışırken şehit düşen bir sahabe.
Şimdi görüyor musunuz şu hali? Bir kısım medyanın içine düştüğü veya içinde bulunduğu şu acınacak durumu? Fransız Pier Loti’ye evet, Sütçü İmama ve Eyüp Sultan’a hayır. İşte bundan dolayı para vererek okuduğunuz gazeteye, seyrettiğin tv kanalına, (okuduğunuz kitaba diyeceğim ama kitap zaten okunmuyor) dikkat etmeli, çocuklarımızı da onlardan korumalıyız. Unutmayalım ki dinden uzak bir  düşüncenin tersi doğrudur.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder