TAŞLAMANIN
HİKAYESİ.
Kendiside şâir olan Hacı Ahmet
Ağa, yı tanımadığı bir ozan ziyaret eder. Hacı Ahmet Ağa evde yoktur. Gerekli
ilgi gösterilmediği gibi misafir ve oda sahibi olan Hacı Ahmet Ağa’ nın evine
insanlar gelmeye başlarlar. Her gelene misafirin üst tarafından yer
gösterilir. Misafir ozan, her yeni
gelenle bir aşağıya kayarak kapıya yaklaşır. Bu arada avcı olan bir Ağa’da av
köpeği ile birlikte gelir. Tabii ona da
baş köşede yer gösterilir. Misafir ozan
av köpeği tazıya hitaben
“ Tazı ağa sen de şöyle buyur,” diyerek kendisinin üst kısmını işaret eder.
Sonunda ev
sahibi Hacı Ahmet Ağa ilk defa odaya girer, bakar ki bir misafir var diğerleri
hep tanıdık kişiler.
“Misafirin karnı doyurulup
atına yem verildi mi? Rahatı temin edilip gereken ilgi gösterildi mi?”
diyerek adamlarına sorular sormaya başlar.
Misafir Ozan'da irticalen, gereken ilgilinin gösterilmediğini
şiirle anlatır.
Bu olayı babamdan şiiri ile birlikte dinlemiştim. Fakat o
uluların kıymet ve değerlerini sağlıklarında takdir edemediğimiz için o zaman
bu şiiri yazamamıştım ama yine de aşağıdaki iki mısra hatırımda kalmış.
........................................................................................................
........................................................................................................
Her birisi beşer fincan kahviçti,
Birin bana vermediler efendim.
Anlatılan olaydan ve
bu iki mısradan esinlenerek aşağıdaki taşlamayı yazdım. Elbette ki orijinali
gibi olamaz, ama bu olayı yaşatmak
istedim. Çünkü bu olay bir kültürdür, bir derstir , bir öğüttür. 17.07.2002
TAŞLAMA
Sora sora geldim ben bu haneye,
Selamımı almadılar efendim.
Sanki sinek girmiş idi içeri,
Hatırımı sormadılar efendim.
Ben yerim verdikçe onlar oturdu.
Türlü türlü meyveleri götürdü.
Tazı üste beni alta getirdi.
Eşik bana yastık oldu efendim.
Kendileri dev de başkası hiçti,
Bu garibi görmediler efendim.
“Her birisi beşer fincan kahviçti
Birin bana vermediler efendim,”
Biliyorum ünün almış dört yanı.
Sözüm sana değil gel
beni tanı.
Uzak ol bunlardan şeref bul emi.
Gurur yıkar, dert bitirir efendim.
Bahar geçti, ömür geçti, yaş geçti.
Saç tükendi aklar
sakala düştü.
Anlamadım acep ne garip işti,
Hatır gönül sormadılar efendim.
Doğan uçar, tazı koşar durmadan.
Karanbola sıkar hedef görmeden.
Sağına soluna selam vermeden,
Söylenen söz dinlenir mi efendim?
Sabahın rüzgarı, seherin yeli,
Kırların çiçeği, bahçenin gülü,
Yayların hası Meryemçil Beli,
Gönül ordan aşmak ister efendim.
Ağam gücenmezsen bende gideyim.
Halden anlayanla kelam edeyim.
Gönül sohbet ister, kahve nideyim.
Hep sözleri yalan, dolan efendim.
2002 Andırın- Geben
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder