Bu haftada çıkan
Gazete köşe yazımdır.
YUMRUKLARINIZI AÇIN ELİNİZİ SIKACAĞIM
İmam-ı Gazali: Ey oğul! Âhirette selameti istersen kimseyi
incitme. Bir çocuk görünce “bu günah işlememiş masumdur, ben günahkârım, bu
benden üstündür de. Kendinden yaşlı birini gördüğün zaman da “ bu benden çok
ibadet etmiştir, benden üstündür” de.
“ Cana dokunan bir sözün olsun da” dedi meczup, “ var yine
de kimseye söyleme.”
İşte büyüklerimiz böyleydi. Onlar kendi dışındaki insanlara
böyle bakar, böyle görürlerdi. Osmanlı devletimizin kuruluş temellerini atan,
bir aşiretin cihan devleti haline gelmesinin zeminini hazırlayan Ertuğrul Gazi’nin,
Oğlu Osman Gazi’ye vasiyeti de son
derecede önemlidir. Aşağıya aldığımız bu sözler Osmanlı Devletinin kuruluşunun
temelindeki ruhu yansıtmaktadır. Onların din adamlarına, âlimlere bakış açısını
göstermektedir.
Şöyle ki : Bak oğul!. Beni kır, Şeyh Edebali’yi kırma- O
bizim boyumuzun ışığıdır-Terazisi dirhem şaşmaz-Bana karşı gel, Ona karşı
gelme-Bana karşı gelirsen kırılır, incinirim-Ona karşı gelirsen sana bakmaz
olurum-Sözüm Edebali için değil, senin içindir-Bu dediklerimi vasiyetim say.
Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye sözleri, Ertuğrul Gazi’nin ne kadar haklı olduğunu
gösteriyor. Şöyle ki: Ey oğul!.Artık
beysin. Bundan sonra öfke bize; uysallık sana-Gücenginlik bize, gönül almak
sana- Âcizli bize, yanılgı bize -Hoş görmek sana-Geçimsizlik, çatışma,
uyumsuzluk, anlaşmazlık bize- Adalet sana-Kötü göz, şom ağız, haksız yorum
bize- Bağışlamak sana…..
Ey oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teâla
yardımcın olsun. Beyliğini mübarak kılsın, Hak yoluna yararlı etsin, ışığını
parlatsın, uzaklara iletsin, sana yükünü taşıyacak güç versin…
Ey oğul! Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın, ama bunları
nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgârlarında savrulur gidersin. Öfken ve
nefsin bir olur aklını mağlup eder. Bunu için daima sabırlı, sebatkar, iradene
sahip olasın!... …. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir…..
Bunları neden yazdım? Bilindiği gibi yine bir seçim ortamındayız.
Şurada az bir zaman kaldı ama iki aydan fazla bir zamandan beri partilerin,
parti sözcü ve başkanlarının birbirlerine söyledikleri yukarıda örneklerini
verdiğim, her zaman iftihar kaynağımız
olan atalarımızın sözlerine hiç benzemiyor. Aman Allah’ım!... Ne hakaretler, ne
sabırsız davranışlar, ne yalanlar ve hatta sözlü veya kasetlerle iftiralar,
dinlerken ben utanıyorum. Yahu bunlar bir daha yüz yüze bakmayacaklar mı diye
düşünüyorum.
Değerli düşünürümüz Nurettin Topçu: “ Tarih asırlar süren
bir emeğin, fedakârlığın, kahramanlıkların, şehitlerin eseridir. Şehit ölmemiş
fakat milli tarihe hayat katmıştır. Bizim Osman Gazimiz, Fatihlerimiz-
Yavuzlarımız olmasaydı bunca yıkıcı, tahrip edici sarsıntılara dayanabilir
miydik? Bir milletin kendi tarihini inkar etmesi ile, ferdin intihara karar
vermesinde fark yoktur. Tarih bir milletin ruhunun kaynağıdır, bu manada bizi
ölüler yaşatıyor diyebiliriz. Yalnız bir fert, bir millet sayılamayacağı gibi,
mazisi olmayan millet de millet olarak kabul edilemez. Milletin mazisi ve
istikbali (akan bir nehir misali) ortadan kaldırıldığı zaman, kişinin hayat
kaynağı ve imanının dalları da kurutulmuş olur.
Şimdi Allah aşkına ülkemizi yönetmeye talip olan liderlerde
bu sıraladığımız özellikler, anlayışlar, davranış ve hoşgörü var mıdır? Ne
zaman partiler ve liderler “YUMRUKLARINIZI AÇIN KARDEŞİM, ELİNİZİ SIKACAĞIN” diyecekler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder