NERDESİN EY ADLİ
İLAHİ
Ya Rab!
Nimetini kullarının
kahrına yönelttiler.
Sen Rahimsin, hem de
Kerim.
Acı bize ne olur ey
merhamet menbağı.
Türlü isyan vardı ama,
Rahmeyledin Mekke’ye.
Görünmeyen kudretinle
filleri mahveyledin.
Çiğnenmiş ekine döndü
ordusuyla,
Zelil oldu Ebrehe.
Şimdi tarih
tekerrürde,
Başladı kirli savaş.
İmdat ya Rab!!
Gözetmezsen;
Genç ihtiyar top yekun bir milletin
Cümlesi mahvolacak,
hızlı yavaş.
Ya ilahi!
Varsa da bu ülkelerde
Yanlış yolun yolcusu
Yatmaktadır Kerbelada
Resulün sevgilisi.
Cüneydi Bağdat,
Masum bakışlı Hallac
Ve daha nicesi.
İmam-ı Azam ki !...
Asırlardır toplumları
etkiliyor nefesi.
Cümlesinin hürmetine
ya Samet,
Ne olursun merhamet.
Ağaçlar kalem olup
denizlerle yazılsa.
Mükevvenat nokta nokta köşe bucak gezilse.
İlmin sonsuz, gücün
bitmez.
Bir emrinle yok
edersin.
Zalimlerin
yanına binlercesi dizilse.
Biz suçluyuz sen Gafursun
eyle nusret.
Birlik olup çanak
tutan,
Tetik çekip ölüm
saçan,
Hainlere verme
fırsat.
Ya ilahi!
Gök yarılıp zulmet
yağsın,
Yerden ölüm
fışkırsın.
Yıldırımın biri
gelip, biri gitsin
Durmaksızın peşi
peşine.
Kaçacak yer bulamasın,
En şiddetli kahrın insin,
Müslümana savaş açan
Zâlimlerin başına.
Aşkınla yanan
gönüller kor olmuş kavruluyor.
Has kulların seher
vakti el açıp yalvarıyor.
Ya İlahi!
Maksat üstü söz
çıkmışsa istemeden dilimden.
Aciz kulum,
Senin için
buğzetmekten
Başka bir şey,
gelmiyor ki elimden.
İslam garip,
Düşman kavi.
Bu gidişle sonumuz
ne?
Bildir nihayetini.
Yıllar yılı
gözlüyorum ne olur Rabbim
Gönder şehadetini.
Ağustosta mor dağlara
karlar yağar,
Hava soğuk.
Dost illerden rüzgar
eser,
Bağdat yanar.
Feryat figan
birbirine karışır,
Sesler boğuk.
Baba şehit, ana
mecruh.
Ağlayarak iki çocuk
siperlerde buluşur.
Bağdat yanar, alev
sönmez,
Her an daha tutuşur.
Bu zulüme can
dayanmaz.
İnsan üstü gayretinle
dayan Cahit.
Umudum var elbet bir
gün
Adl-İ ilahi yetişir.
10 Şubat 2003
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder