19 Kasım 2014 Çarşamba

DEPREM

Kırk beş saniyede yıldızlar yere indi bir gece yarısı,
Ve denizler karaya yürüdü.
Öperken kara toprak insanları alınlarından,
Daha önce neredeydiniz diyerek.
Bir gece yarısı
Feryat-ı figan, âh-ı aman
Karıştı birbirine dostlarım.
Ne bir şey hatırlamak mümkündü,
Ne kımıldamak,
Yalnız ve her saniye beklenen soğuk bir ölümdü.
Bir gece yarısı denizler karaya yürüdü.

İnsanlar kalkmışlardı yataklarından
Yarı üryan.
Koşuşturuyorlardı bir o yana, bir bu yana.
Ardıma baktım, yüzüm kızardı,
Önüme baktım, gözüm karardı.
İnmekle bitmeyen merdivenlerde dostlarım,
Nice kırk beş yıllar yaşandı.

Şimdi bildim, kırk beş saniyenin ne kadar uzun olduğunu.
Yaşandığını bir ömrün.
Hatıraların iyisi ile, kötüsü ile.
Ve ölesiye pişmanlıkların.
Evet, şimdi bildim boş olduğunu dünyanın.

Âhiret yolunda mizan göründü.
Eller kelepçeli, dilde pelesenk.
Bir ömrün hesabı konarak önümüze,
Hadi  konuşun dendi.
Dökülen göz yaşları da para etmiyor şimdi.
Cüzdanlar dolu olmuş, boş olmuş ne yazar,
Değil mi ki bütün kazanılanlar
Bir anda yok oldular.
İbret, ibret alınır mı dersiniz dostlarım?
Ne gezer.
Gelinlik kızların  göz nuru,
Gençlerin hayalleri, umutları, hepsi  hepsi
Kırk beş saniyede yok olup gittiler.

On yedi ağustos sabahının alaca karanlığında
Feryatlar yükselirken semaya,
Zenginler ekmek kuyruğunda sıra bekler,
Sarsıntılar sarsıntılar, biteviye ve tekrar.
Ezanlar haykırıyor şimdi o tek hakikatı
ALLAHU EKBER.
                                20 Ağustos 1999

                          Marmara depremi üzerine

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder