BÜTÜN ANNELERE
Bu yazımda,
bir Fransız Yazarın yıllar önce okuduğum ve çok hoşuma giden hikayesinden bir
bölümü özetle aktaracağım.
Okuma
yazmayı sökmüş olan oğlu Pol’e annesi, “ Bak oğlum ben alış verişe çıkacağım, ondan
sonra hasta olan teyzene uğrarım, sen
kardeşinle ilgilen, bak sütünü, bezlerini, neye ihtiyacı varsa hepsini şuraya
bırakıyorum, çabuk dönmeye çalışırım ama geç kalırsam sen gerekeni yap ve merak
etme olur mu?” der. Ancak hasta kardeşinin
bakıcısı o gün gelmediği için onun evinde de işleri yoluna koymak zorunda kalır
ve bu sebeple biraz gecikir. Eve döndüğünde çocuklar uyumuştur, ama masanın
üzerinde Pol tarafından yazılmış bir not
vardır ve şöyle denmektedir.
-
Anneciğim! Sen yokken kardeşimin sütünü verdim……………….15
Fenik
-
Altını kirletmişti değiştirdim……………………………………….50 “
-
Onu uyuttum ve evi bekledim…………………………………… 70
“
-
Çiçekleri suladım…………………
75 “
-
TOPLAM………………………………………………………. 210 Fenik bana borcun var
Annesi tebessüm
ederek kağıdın altına “Pol! Borcumu ödüyorum. Ben yokken yaptıkların için
teşekkür ederim” diye yazdıktan sonra
para ile birlikte baş ucundaki komodinin üzerine bırakırken, başka bir
kağıda
Sevgili Pol:
1- Seni
9 ay 10 gün zahmetler içerisinde taşıdım ……………………..Bedava
2- Dayanılmaz
sancılar içerisinde dünyaya getirdim………….. “
3- 2
Yıl emzirdim ……………………………………………….. “
4- 3
yıla yakın altını kirlettiğin için temizledim………………… “
5- Hastalığında
başında sabahladım……………………………….
”
6- Senin
için her gece en az iki kere tatlı uykumdan uyanarak kalktım… ”
7- Bundan
sonra yapacaklarım da …………………………………
”
8- TOPLAM
BORCUN…………………………………… YOK –
Sıfır.
Anne her millette, her yerde, her
zaman hatta insandan başka canlılarda da fedakarlık
abidesidir; bu bizim milletimizde defalarca, kat be kat
böyledir. Onların günü yılda bir gün değil 365 X Ömür boyu olmalıdır.
Annelere sevgi-
saygılarımla “IŞIK SAÇAN NAL OLSAM” adlı şiir kitabımda yayınlanan konu ile
ilgili bir şiirimi sunuyorum.
BÜTÜN ANNELERE
Önce hamal
oldun bana,
Hiç
şikayetçi olmadan
Taşıdın bin
zahmetle
Dokuz ay ve
on gün daha.
Güzel
vücudun incindi,
İstemeden
eziyetim oldu sana.
Defalarca
affetmiştin,
Affet ne
olur, affet bir daha.
Bir
karşılık beklemeden
Kanından, canından verdin.
Sen fedakarlık yaptıkça
Ben durmadan seni yordum.
Etrafa boş gözlerle bakıp,
Hiç bir şeyi bilmesem de
Şefkatin, sevgin bilirdim.
Bazen güzel yüzünü hüzün
bulutları kaplardı.
Bereket yağmurları gibi
Gözünden dökülen yaşlar,
Ateşimi söndürecek türlü gizemler
sakladı.
Esen yellerden sakınır,
Her an tetikte beklerdin.
Durmadan şefkatli elin alnımı
Yanağınla yüzümü yoklardın.
Öyle tutkunduk ikimiz,
Gecenin bir saatinde
Tatlı uykudan uyanır
Tebessüm ederdi yüzünüz.
Konuşmadan anlaşırdık
Ve şefkat doluydu sözünüz.
Terk ettin ansızın bizi,
Gözümden yaşlar süzüldü.
Dünyada yalnız bıraktın,
Firkatin bana yazıldı.
Alışmak zor yokluğuna,
Şu yalnızlık dünyasında
Hasretim artık şefkatine,
Engin şefkatine.
Huzurunda diz çökerek
Gül yüzüne bakayım.
Ellerini bırakıp,
Cennet yolunun rehberi
Ayağını öpeyim,
Anacığım!
Ayağını öpeyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder