19 Ekim 2013 Cumartesi

O, NE GÜZEL REHBERDİR

Rabbim gökleri-yeri direksiz yarattı.
Sonra da arş-ı âlâyı istiva etti.
Nâ-mütenâhi güç ve kudret sahibine
Güneş, ay ve yıldızlar secdeler etti.

Güneş, ay ve yıldızlar belli bir vakte kadar
Emri ilahi ile durmadan akıp gider.
O, kendine içten iman etmemiz için,
Her işi düzenler, ayetleri açıklar.

Yeri  çeşit çeşit bitkilerle donatan,
Arz üstünde oturaklı dağlar yaratan,
Birçok pınarları, ırmakları akıtan,
Rabbimdir arş-ı âlâyı her an kuşatan.

Rabbim, geceyi gündüzün üstüne örten,       
Gündüzü geceden sıyırıp çıkarandır.  
Şüphesiz bunlarda düşünen toplum için,
Alınacak dersler ve de ibretler vardır. 

Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar,
Kıtalarda çeşit çeşit ürünler olur.
Aynı sudan ve topraktan gıdalansa da,
Her biri biçim ve tat olarak farklıdır.

Allah Resulünü yalanlayan insanlar,
O inkârlarına devam ededursunlar,
Onların mekânları Nar-ı Cehennemdir.
Ve orada ebediyyen kalıcıdırlar.

Mutlaka her toplumun bir rehberi vardır.
Müminlerin rehberi de Resûlullah’tır.
Sürekli O’nun yolunda geçen bir ömür,
Ne güzel ömürdür ve o ne güzel Resul. 

İyilik dururken kötülük isteyenler,
Geçmişte yaşananları bilmelidirler.
Rabbim, elbette Rahman ve Rahimdir ama
Hak edene de azabı çok şiddetlidir.

Her dişinin neye gebe kalacağını,
Rahimlerde bulunanı O Âlim bilir.
Yaratılışları bir hesaba göredir.
O Hasib’in katında her şey ölçülüdür.

Noksanlıktan uzak olan Yüce Rabbimiz,
Görüleni ve görülmeyeni de bilir.
Onun ilminin dışında hiçbir şey kalmaz.
Evet O, Şanı Yüce Rabbilâlemin’dir.

Allah’ın yanında sözü gizleyenlerle,
Açıkça söyleyenler bir olduğu gibi,
Geceleyin köşe bucak gizlenenlerle,
Gündüz vakti yürüyüp gidenler eşittir.

Onun önünde ve arkasında melekler
Allah’ın emriyle Resulü takip eder.
Kâfirler gelmesini istemeseler de,
Rabbim istediği an, nûrunu tamamlar.

Bir toplum kendinde olan özellikleri,
Hilkaten verilmiş olan güzellikleri,
Bozarak, değiştirmeye yeltenmedikçe,
O toplum üzerindedir Rabbin Elleri.

Allah bir topluma  musîbet  diledi  mi,
Artık onun için geri çevrilme yoktur.
İnsanlar  da yanılarak yoldan  saptı  mı,
Onlara gelecek azab elbette haktır.

O, insanlara korku ve ümit içinde
Gürleyen, ışık saçan şimşeği gönderir.
Yağmur yüküyle ağırlaşmış bulutlarla,
Ölmüş olan arza rahmetiyle can verir.
  
Bütün varlıklar gibi gök gürültüsü de
Allah teâlâyı  hamd ile tesbih eder.
Onun heybetinden dolayı melekler de
Huşuyla bu zikre katılır, eşlik eder.

El açıp yalvarmaya layık olan O’dur.
Ondan başka minnet etmeye layık yoktur. 
Onların ilah edindikleri putları,
Konuşamaz, hareketsiz birer  mahluktur.

O zâlimler, Allah hakkında tartışırken,
Yüce Rabbim üzerlerine yıldırımlar,
Etrafa ateş saçan şimşekler gönderir.
Onunla dilediğini yakar, kavurur.

Olmayan pınardan nasıl ki su içilmezse,
Muktedir olmayandan da bir şey istenmez.
Şüphesiz dualar yaradana yapılır.
İnkârcının duası hedefini bulmaz.

Göklerde bulunanlarla, yerde olanlar,
Ve onların gölgeleri ister istemez,
Yalnız Allah teâlâya secde ederler.
Onların secdelerinde riya bulunmaz.
  
Göklerin ve yerin Rabbini bırakıp ta,
Cansız bir varlığa insan nasıl ilah der?
Kendisi mahluk olan putlara tapmakta,
İnsanlara nasıl bir fayda olabilir?

Körle görenin bir olmayacağı gibi,
Karanlıkla, aydınlık hiç eşit olur mu?
Yaradan insanı övmüşte yaratmıştır.
Akıl sahibi kul hiç inkârcı olur mu?

Resûl’e indirilene inanan kimse,
Hakkı inkâr eden körler gibi olur mu?
Şayet inkârcının körden bir farkı olsa,
Sırat-ı müstakim dışında bulunur mu?

Sâdık kullar, verdikleri sözlerde durur,
Allah’ın ahdini yerine getirirler.
Gecede, gündüzde, varlıkta ve yoklukta
Bunun görevleri olduğunu bilirler.

Namazı dosdoğru kılan, zekatı veren,
Rabbimin emirlerine harfiyyen uyan,
Münkeri güzelce savan, hakkı koruyan,
İşte o asil kullardır gerçek Müslüman.
  
Allah yolunda gizli-açık harcayarak,
Bu dünyada en güzel sonu hak edenler,
Âhiretin güzelim Adn Cennetlerinde
Sâlih olan aile efradıyladırlar.

Cenneti hak eden o mübarek insanlar,
Hiçbir şekilde orada mutsuz olmazlar.
Ayrıca yer, içer, koltuklara kurulur,
Melekler de hep onların yanındadırlar.

Melekler cennetlikleri gördüklerinde,
Derler ki, ey has kullar size selam olsun!
Zorluklar geride kaldı, dünya yurdunda,
İşte bu mutlu sonuç size kutlu olsun. 

Allah’ın kesin emirlerinden biri de,
Akrabalık bağlarını canlı tutmaktır.
Bu karabeti terk eden fitnecilerse,
Hak ettikleri azâbı  tadacaklardır.

Kullara bile verilen söz korunurken,
Allah’a verilen sözler hiç bozulur mu?
Vâdlerini kuvvetle pekiştirenlerle,
Ahde vefa göstermeyenler bir olur mu?
  
Allah’ın rızkını artırdığı insanlar,
Dünyanın nimetleriyle şımarmasınlar.
Çünkü âhirete göre dünya hayatı
Geçici faydadan başka bir şey değildir.

Şüphesiz Allah dilediğini saptırır,
Kendine yöneleni de hakka erdirir.
Unutma ki hak çizgiden ayrılan kullar,
 Nefislerine büyük zulüm yapmışlardır

Allah’a ve Resûl’üne iman edenler,
Rablerinin zikriyle sükûna ererler.
Çünkü yaratılışları gereği ruhlar,
Yaratanını anmakla huzur bulurlar.

Daha önce nice ümmetlerin geldiği,
Sapkın bir topluma Resul Kuran okudu.
Bu kitapla nice toplum hakka ererken,
Ne yazık ki nasipsizler bunu duymadı.

Okunan bir kitapla dağlar yürütülse,
Sükûnet ya da şiddetle yer parçalansa,
Yahut ölüler diriltilecek olsaydı,
O mübarek kitap yine Kuran olurdu.
  
O zâlimler, rablerini inkâr ettiler.
Oysa O, herkesin rabbi ve hâlıkıdır.
Müminler her durumda O’na yöneldiler
Dönüşümü,  İlahımızadır dediler

İman eden ve iyi işler yapanlarla,
Rabbimin emrinden asla ayrılmayanlar,
Özlenen Cennet yurdunun sahibidirler.
Onlar oranın ebedi sâkinidirler.

ESİNLENEN SURE VE AYETLER: 
Ra’d suresi ,1 den 31. Ayete kadar.
-------------------------------------------------
MİNNET           : İyiliğe  karşı duyulan şükür hissi.
KARÂBET……: Soyca yakınlık, hısımlık, akrabalık.
İSTİVA ETMEK: Yükselmek, üstün olmak,
                               Kemalin sabit olması.
HİLKATEN……: Yaratılıştan. Doğuştan.