IŞIK SAÇAN NAL OLSAM adlı kitabımdan

Bir önemi yok hayatın sağı ile solunun.
Sevdalısı olabilmek marifet, Allah yolunun.

       SELAM OLSUN
Şarkta, garpta, şimalde ve elbette cenupta
Yaşayan her canlıya hak kelam rehber olsun.
Rükû, sücuttan sonra huşu ile ayakta
Duranların hepsine binlerce selam olsun.

                

Peygamberimiz'in (sav) doğum gün ve gecesi hürmetine 

okuyucularıma sunuyor, mevit kandillerini tebrik ediyorum.

           EL-MÜTEÂLÎ

(Yaratılmışların sıfatlarından uzak, her türlü

     eksiklik ve kusurdan münezzeh olan.) 

    

  Dün nadide bir glzâra girdim.

Rengarenk güller, goncalar derdim.

Eşsiz güzellikleriyle her şey harikuladeydi,

Ama sana benzeyeni göremedim.

EY Resul!

Allah’teala seni

Aklın mümkün gördüğü her şeyden yüce sıfatı olan

MÜTEÂLÎ ismine uygun olarak yaratmıştır.

Sen öyle bir güzelliksin ki

Güller senin yanında sönük kalır,

Bülbüller senin aşkınla dile gelir.

Seni gören mutlu olur,

Sana uyan felah bulur.

Adıyla birlikte anılır adın,

Bu ne kadar büyük onur.

Onun hürmetine

Sen de bize şefaat et

Ya Şafî!

Ne olur.

 Üç gün sonra Peygamberiiz'in doğum günüdür. Bu mübarek gece herkese kutlu olsun    

 EL- KÂBID-Z

         (Sıkan, daraltan)

20 Nisan 571 Yılı, İsneyn gününün şafağında

Dünya büyük zulmette, şehir karanlıktaydı.

Kutlu bir güneş doğdu Mekke ufuklarından,

Melekler bu doğuma anında selam durdu,

Her yer nura gark oldu, onun ışıklarından.

Haksızlık, zulüm, işkence orda bir hayat yoluydu,

Onun için cahiller o nurdan korkuyordu.

Nasıl ki zulmetten aydınlığa çıkan göz kamaşırsa,

Kör yarasalar da ışıktan ürküyordu.

Aradan yıllar, asırlar geçti

Nûr hâlâ parlamakta.

Bu ne biçim anlayış, nasıl bir düşmanlıksa,

Karanlığın dostları

Onu söndürmek için hep fırsat kollamakta.

Zavallı yaratıklar!                                               

Bilmiyorlar ki Allah’ın Nûru sönmez.

O, nûrun kaynağıdır, ondan ziya eksilmez.

Halîm ve Hasib olan Rabbin

Elbette Hilmi çoktur.

Övgüye layıktır o

Bir adı da Hamîd dir.

Dilerse kainatı dürer, sıkar

Yahut açar ve genişletir.

Bu iş kolaydır ona.

Onun adı KÂBID dır

HALÎM  : Yumşak huylu, hoş muamele yapan.

HASİB.  :  Hesap görücü olan.

HİLM     : Doğuştan olan huy yumşaklığı.

HAMÎD : Hamdedilen.

KÂBID  : Sıkan, daraltan.

      EL-ALÎM

    (Hakkıyla bilen)

Sen varlığı ile kâinatı kuşatan,

Akıl almaz hadisatı,

 Türlü türlü mahlukatı yaratan,

İlmi ezeli ve ebedi olan,

Bütün noksanlıklardan uzak

Âli olan ALÎM’sin.

Yerde ve gökte mahlukat sana muhtaç.

Ay va güneş nuruyla,

İnsan bütün ihtiyaçlarıyla

Sana  muhtaç.

Senin ilmin ezeli ve ebedidir.

Kader çizgisinde takdire boynumuz kıldan ince.

Hiç düşünüp, tartmadan yerlere kapanırız,

Sen, hadi kulum,

Şimdi secde deyince.

Ey hakkıyla bilen ALÎM!

Elbette ki insanın görevi

“Beşikten,  mezara ilim.”

İşte Kuran’ın tesbitiyle,

En güzel isimler de senin.

Adına âlemler yarattığın

Muhammed hürmetine,

Ziyade hamdedici

Resulün Ahmed hürmetine,

Makam-ı Mahmudun hürmetine,

Bizi sana Hâmid kıl.

Hamd sana,

Şükür sana,

Senâ sana.

Ne olursun!

Yolunda sabit  kadem olup,

Sevdiklerinin ayağına turab olma şerefini

Ver bana.

-------------------------------------------

HÂMİD……..:Cenab-ı Hakka hamd-i sena eden.

                           Allah’a şükreden.

SABİT-KADEM: Mizacı oynak olmayıp işine ve

                              Sözünde kararlı olan. Sözünde duran.

                    

Not: Esma-i Hüsna çalışmamdan

                    ET- TEVVÂB

                (Tövbeleri kabul eden)

Biz ne kadar çok hata ve günah işlesek de YA TEVVÂB!

Sen tövbeleri kabul eder, bakmazsın kusurumuza,

Ey her türlü nimeti bağışlayan âlicenap Vehhâb!

Tövbe, bilerek ve bilmeyerek yapıp ettiklerimize.

Tövbe, geceler boyu, alın secdede binlerce tövbe.

Tövbe hata yoluna gidişimize binlerce tövbe.

Padişahlar bile dilencileri hiç boş çevirmezler.

Ellerimiz merhametine açıldı YA TEVVÂB, tövbe.

Tövbe  çocukluğumuzdan beri geçen günlerimize.

Gözümüz, kulağımız, dilimizle yaptıklarımıza.

Ey sonsuz merhamet kaynağı bakma kusurlarımıza!

Affımızı ummaktayız, kavuştur umduklarımıza.

        

Not: Esma-i Hüsna ( En güzel isimler) adlı kitabımdan (çalışmamdan)

        ZÜL’CELÂL-İ’VEL’İKRÂM

            (Azamat ve krem sahibi)

      Sen Basîrsin elbet bizi görürsün.

      Çok cömertsin isteyene verirsin.

      Gönüllerde gizleneni bilirsin.

      Bundan başka yoktur bende bir kelem.

      ZÜL-CELÂL-İ VEL-İKRA’sın vesselam.

    

       Gizli ayan her olayı bilensin.

       Garibin derdine derman olansın.

       Her canlıya rızkların verirsin.

       Seni sevmek elbet bize Farz olan.

        ZÜLCELÂL-İ VEL-İKRAMSIN vesselam.

       Ey Fazilet ve Keremi bol olan,

       Bu âlemde senden başkası yalan.

       Seni övmeye kelimeler yetmez.

       Ve izahtan aciz kalır her lisan.

       Esselamsın esselamsın esselam,

       ZÜL-CELÂL-İ VEL İKRAM’sın vesselam.

       ZÜ-L CELÂL:  Celâl sahibi Allah. Azamet, izzet

                                ve heybet sahib Cenab-ı Hak

N’OLUR

Kıyamet günü gelmeden,

Hayat tersine dönmeden,

Ecel kapını çalmadan,

Tevhid sözün söyle  n’olur

Namaz Cennet anahtarı.

Sakın ha unutma onu.

Sabah yapılınca çağrı,

Yatağında yatma n’olur.

Seherde uyanır kuşlar.

Yaradanı zikre başlar.

İslâm’a uyman işler,

Ömür boyu yapma n’olur.

Ondan başka ilah yoktur.

O, birdir, yegane tektir.

Cennet ve Cehennem haktır.

Yolunu doğru seç  n’olur.

Hak yolunun yolcusu ol.

Müslümanı kardeşin bil.

İslamı yaşa, huzur bul.

Terk-i salat etme n’olur.

Kul hakkıyla varma Hakka.

Sarıl sen kopmayan kulpa.

Sarmadan işlerin sarpa,

İçten tevbe eyle  n’olur.

ESİNLENİLEN SURE VA AYETLER:

Bakara Suresi Ayet 254

Salat: Namaz